ÇOK AMA ÇOK KORKUYORUM

ÇOK AMA ÇOK  KORKUYORUM

…Çocuktuk, çocuklarımız oldu. Yoklukta biz mutluyduk ama çocuklarımızı nedense bir türlü mutlu edemedik. …Bize sorulmayan soruları ben çocuklarıma soruyorum, ama tatmin edici cevapta alamıyorum. …Biz korkuyla büyüdük, çocuklarım korkuyla büyümesi istiyorum, gel gör ki bom boş bir hayallerin peşindeyim adeta. …Çatısı olmayan sobalı evlerin, yamalı giydiğim pantolon ve gömleklerin, çay ekmek kahvaltıların ve içten atılan kahkahaların özlemini hissediyorum. … Görmedik, gösterelim diyorum, giymedik giydirelim istiyorum, yemedik yedirelim istiyorum ama bir türlü arzu ve isteklerinin önüne geçip mutlu edemiyorum. …Hasta olduğumda annemin terledin mi geçer reçetesinin tesirini doktorlar veremiyor ki ben verebileyim. İşte bu yüzden geçmişin samimiyetini nasıl özlemeyeyim. Bilinçsiz teknoloji kullanımının verdiği, tüm anne babaların ortak yarsı da bu olsa gerek, benim gibi. Eğitim ve öğretim sisteminin bu yarayı iyileştireceğine de inanmıyorum. İmkan ve olanak en güzel nimettir hayatta ama bu nimetleri hoyratça israf ettiğimiz kanaatindeyim. Öze dönüş projesi mi diyelim; geriye dönüş projesi mi diyelim, adını koyamadığım özlemimin geleceğe dair korku ve endişelerini taşıyorum. Gelecekte bir gün gelecek ise biz nereye gidiyoruz. Elhamdülillah görmedim, İnşal- lah ta Allah’ım da göstermez ama bu uyuşturucu illetinin eriştiği yaş ortalaması çok vahim. Olması da gayet doğal, televizyon dizileri, örnek alınan insan modelleri hatta ve hatta mücadele edenlerin kazanç kapısı görmesi ne acı değil mi? Artık zaman imkan verme zamanı değil, zaman inanç özgüven, saygı sevgi verme zamanı. Silkinip kendimize gelme zamanı, bireysel aile bazında ve toplumsal devlet bazında diyor saygılar sunuyorum, ÇOK AMA ÇOK KORKUYORUM…