Nefret ettim bu çağdan…

Nefret  ettim bu  çağdan…

Merhaba değerli okurlarım, sonsuz şükürler olsun tekrar bizleri buluşturan Yaratan’a. Bayan bir kardeşiniz olarak neden mi? Şükrederek başladım. Aklıma gelen açmadan solan kardeşlerim; Havva, Emel, Suna, Özlem, İrem, Hasibe, Hatice, Ezgi, Güler, Saadet, Türkan, Rojda, Keziban, Başak, Beril, Nevriye, Derya, Gülay, Sıla, Dilan ve nice adını sayamadığım şiddetten ve cinayetten ölmüş, mekanları cennet olası hanım kardeşlerim aklıma gelince şükrederek başlamayayım da ne yapayım… Bu gün benim gibi şükredemeyen belki de son gününü yaşamış, bir kaç hanım kardeşim daha kurban gitmiştir, kaç hanım kardeşim gözü mor, yara, bere, acı içinde uyanmıştır. Tehdit, hakaret ve tacizden hiç bahsetme lüzumu bile duymuyorum. Çok ama çok merak ediyorum? Akla mantığa gelmeyecek yöntemlerle yaşanan bu acı olaylar, nasıl bir ruh halinin dışa yansımasıdır bilemiyorum… Son zamanda yapılan bir araştırmaya göre; 151 ülke içinde 67’nci sırada olmamız ve kadınlarımızın %38 şiddet mağduru olması ne kadar ve üzücü değil mi? Kadına HAN’ım ünvanı veren aziz Türk milletinin içler acısı düştüğü hali bu.!! Maalesef ki maalesef… Onca akla gelmeyen metotlarla bu suçu işleyip, takım elbise kravatı takıp namusum için yaptım diye kendini savunan, insan olduğunu sanan bu yaratıklara, hak ettikleri cezayı gecikmeden verebilsek, en azından biraz içimiz ferahlardı değil mi? Ama bu konuda da maalesef demekten öte bir şey diyemeyeceğim. Değerli okuyucularım; kadınlar hayattan ne ister diye bir soruya, ben olsam şöyle cevap veririm; eminim bütün hanım kardeşlerimde aynı isteklerde bulunurlar. Her şeyden önce güven duyarak sevdiği insanlarla huzurlu bir hayat tamamlamayı isterdim. Gerisi mi? Teferruat… Ego ihtirastan uzak saygı ve sevgiye dayalı cümleleri, samimi gülüşleri ne olur çok görmeyelim birbirimize. Artık yaşananların yüreğime verdiği ızdırap, vallahide billahide etimle kemiğimle nefret ettirdi beni bu çağda yaşamaktan. Bir çiçek koklayıp, bir hayvan sevip, insanca birbirimizle sohbet edip. Üç günlük dünyanın sonunu güle güle getirelim mi? Yoksa?? İçimize kapanıp nasıl bir kötü zamana denk geldi ömrümüz deyip; nefret ve cehaletin tiksintisi ile mi yaşayalım.!! Görüşmek üzere…