Neler Oldu Bize?
“Sadece dört dostun elinde giden, bir haber vermeden dün- den maziden, layıkı ile alnından öptüyse seccaden, düşündün mü sana ne anlatıyor? Anlayamadıysan bak nesline, hayırlı mı? Mutmainse kalp huzurlusun. Hayırlıysa neslin, gönderirse bir fatiha mutlusun. Duyuramazsın ama rüyaların da olursun. Anladın mı? Ebedi hayat varlığına kavuşmuşsun.” Ricası üzerine ismini veremediğim bu şiirin sahibi güzel kardeşimle yaptığım sohbetin etkisidir yazım. Hiç düşündük mü ne bu halimiz? Ne oldu bize diye? Vakit çok geç olmadan bir düşünelim mi? Gönlümün derinliklerine, yalnızlık ipiyle saldım kendimi! Oğluma seslendim, elinde telefon oyundayım lütfen dikkatimi dağıtma baba cevabı aldım, sağ olsun yine de lütfen dedi. Kızıma seslendim, lütfen baba “son yaz”ı seyrediyorum, ne söyleyeceksen reklam arası söyle dedi, neyse şükür iyi ki o da lütfen dedi. Han’ıma seslendim, ne isteyeceksen önce benim isteğim olan şu koltuk takımını değiştir öyle söyle dedi, sustum haklıdır kendince dedim. Arkadaşıma uğradım sohbet için, dövizden girdi, araba fiyatlarından çıktı, Galatasaray’la bitirdi. Vedalaşıp ayrıldım, aracıma bindim giderken dalmışım, trafikte kaza yapacaktım. Şükürler olsun ki kavga etmeden, rahatsız ettiğim kişiden özür dileyip helalleştim ve kendime ne oldu sana dedim, sürdüm dağa arabayı kendimle hesaplaştım. Hesabın sonunda net kalanı buldum! Ne mi? Merak etmeyin işte bu! Çok önemsiz şeyleri, meğer biz ne de önemsiyor muşuz?? Hadi böyle bir hataya düşmesine düşmüşüz de; büyüklerimiz neden hiç akıl edip düşünmemişler diye düşündüm, bu sefer. Nasıl yani demeyin! Basbaya böyle! Milletler inandığı değerleri ile varlıklarını idame ettirmezler mi? Yani; nesillerini devam ettirmezler mi? Peki; biz ve büyüklerimiz böyle mi yaptı? İşte bizim en büyük kabahatimiz bu. İnandığı değerden bi haber, örf adet ve gelenekten uzak olan bizler bu muyuz? Yahu neler oldu bize? Demeyelim!! Haramlar helal oldu, işte olay bu. Utanma duygusu yok oldu, ar namus edep haya bilmem nereye kayboldu demi? Şeyh Edebali ecdad Osman Gazi Han’a nasihat ederken; “MİLLETİ YAŞAT Kİ; DEVLET YAŞASIN” derken o güzel insan, acaba ne demek istemiş olabilir ki sizce? Bence; ölümlü insanın daim yaşamasının mümkün olmadığını şamar gibi vurmuş yüze! İnsanı eğitmenin insanlığı yaşatmak olduğunu söylememiş mi bize! Bal gibi de bunu söylemiş değil mi? Büyüklerim, kardeşlerim, evlatlarım, analarım, bacılarım: Rabbimizin Hud 112 de bize buyurduğu üzere “EMROLUNDUĞUMUZ GİBİ DOSDOĞRU OLACAĞIZ” yoksa bu gidişle yok olacağız. Üçler’e; Musallaya, Aliyenlere vs vs. elin oğlu gelir gökdeleni diker üstümüze de sı… Sonuç acı ama bu! İster kabul edin, ister etmeyin. Haftaya görüşmek üzere, sağlıcakla kalın İnşallah.