Sizlere de soruyorum?

Sizlere de  soruyorum?

Sizlere bu hafta yaşamın iyice daralmış çemberinden, gözlemlediğim içimi acıtan birkaç vahim durumun değerlendirmesini yapıp, Necip Türk Milletinin bir evladı olarak, adımın geçtiği millet bahçelerine neden karşı olduğumu izah etmeye çalışacağım. Ticari faaliyetlerim gereği sıkça olmasa da, arada bir adliyeye gittiğimde, üzülüyor ve geleceğimizden dolayı taşıdığım endişelerimin bir kat daha artmış haliyle, sinirlenerek ayrılıyorum. Adliyedeler toplumun aynasıdır. Adliyelerde ki yoğunluk ise hızla ilerleyen çöküşün topluma aleni izdüşümüdür. Yeni ilaveler yapılmış icra müdürlükleri ve aile mahkemeleri bu vahametin, göremeyenlere apaçık göstergesidir. Sanayi ve üretim merkezlerinin içinde bulunduğu çıkmazlık! Tarımın bitme noktasına gelmesi! El atılması gereken en önemli unsurlar iken; Millet bahçelerinin yapılması daha mı, önemliydi? Diye sormaktan kendimi alamıyorum. Böylesine zorlaşmış bir hayatın, elzem yapılması gereken devlet yatırımı, bu mu olmalıydı? Diye sizlere de soruyorum… Aklıma; Albert CAMUS’un “Aç insan inançlarından yer.” sözü geldi ve yüreğim daraldı. Bu sözün acı gerçeği gözler önünde de izlenince kahroluyorum. Çevre ve Şehircilik Bakanı bu şehrin bir evladı olan, hemşerimiz Sayın Murat KURUM’a da huzurlarınızdan soruyorum: Yaklaşık 100 000 000 “yüz milyon” tl maliyeti olan; şehrin göz bebeği niteliği bir konumda ki; stadımızın bulunduğu yerin millet bahçesi yapılması mı? Yoksa? Bu bütçenin destekleri ile, iş ve istihdam sağlayacak daha iyi bir proje yapılması mı? Daha uygun olurdu! Diye… Acaba; benim fehmine varamadığım, millet bahçelerinin, milletin elzem ihtiyaçlarına yani; yaşamını idame ettirmesine büyük bir katkısı mı var? Bu madalyonun görünen yüzü… Gelelim, görünmeyen yüzüne.! Yukarıda yazdığım Albert CAMUS’un sözünün manevi açılımına… Cuma namazları haricinde iki saf bile göremediğim.!! Genç ve orta yaşta cemaatinin yok denecek kadar az, camilerin vahim durumuna: Demek ki? Aç insan inancını yermiş.!! Bu apaçık bir gösterge değil de nedir.?? İşsizliğin ve ekonominin acı sonuçları: İflasları, icraları, boşanmaları, gasp ve hırsızlıkları vs. vs. bütün suçları beraberinde getirmiyor mu? Yaniiiiii aç insan inançlarından yemiyor mu.?? Hal ve içinde bulunduğumuz durum böyleyken! Ülkece en önemli sorunumuzun ekonomi olduğunu kabul etmemek ve sunni gündem yaratarak, ortamı germek, çok ama çok korkutuyor beni… Şimdi: Özel isteğim olarak; ben ve benim gibi düşünenlerin korkularını bitirecek ekonomik acil önlem paketleri; ya da bol bol hapishane.!! Neden mi.?? Çalışan ve üreten insan; huzurlu olur.! Sağlıklı olur.!! Ne hastaneye, ne askere, ne polise işi düşmez.!!! Kazandığı ile gider paşa, paşa tarla alır, bahçesini yapar, sevdikleri, hısım akraba, eş ve dostlarını çağırır misafir eder.!! Kısaca: siftinecek yer aramaz, kimseye de, devlete de dert olmaz…