Yargıtay'dan kiracılar için 'tahliye' davasında emsal karar!
Yüksek kira artışı, ev sahipleri ile kiracıları karşı karşıya getirirken mahkemelerde ‘tahliye’ ve ‘kira tespit’ davalarıyla yoğunluk oluştu. Yargıtay ise mülk sahibinin başka bir evde kiracı olarak oturması durumunda kiradaki evin boşaltılması gerektiğine hükmetti. Yüksek Mahkeme, konut tahliye davalarında ev sahibinin kirada oturmasının ihtiyacın varlığının başlıca kanıtı olduğunu belirtti.
Yüksek kira artışı, ev sahipleri ile kiracıları karşı karşıya getirirken mahkemelerde ‘tahliye’ ve ‘kira tespit’ davalarıyla yoğunluk oluştu. Yargıtay ise mülk sahibinin başka bir evde kiracı olarak oturması durumunda kiradaki evin boşaltılması gerektiğine hükmetti. Yüksek Mahkeme, konut tahliye davalarında ev sahibinin kirada oturmasının ihtiyacın varlığının başlıca kanıtı olduğunu belirtti.
Son ayların tartışma konusu olan kiralık evlerle alakalı Yargıtay'dan emsal nitelikte bir karar çıktı. İşten çıkarılmasıyla bulunduğu kentten kirada evi bulunan ilçeye taşınan mülk sahibi, kiracısına 'İşimi kaybettim, evi boşalt' dedi. Kiracısının evi boşaltmaya yanaşmaması üzerine Sulh Hukuk Mahkemesi'nin kapısını çalan davacı ev sahibi, işten çıkartılması sebebiyle çalıştığı ilçeden taşınarak dava konusu taşınmazın bulunduğu ilçeye yerleştiğini, halen başka bir konutta kiracı olarak yaşadığını belirtti.
Ev Sahibi, oğlunun konut ihtiyacı sebebiyle kiralanan evin tahliyesine karar verilmesini talep etti. Davalı kiracı ise davanın reddini istedi.
Mahkeme, davacı tarafın ihtiyaç iddiasını kanıtlayamamış olması sebebiyle davanın reddine karar verdi. Davacı kararı temyiz edince devreye Yargıtay 3. Hukuk Dairesi girdi. Emsal nitelikteki kararda, mülk sahibinin başka bir dairede kiracı olarak oturması yeterli delil olarak sayıldı. Kararda şu ifadelere yer verildi:
"İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye sebebi yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Somut olayda Kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava, davacının oğlunun konut ihtiyacının doğmasına dayanmakta olup, ihtiyaçlının kirada oturduğuna ilişkin akit dosya arasında bulunmaktadır. Konut sebebine dayalı tahliye davalarında kirada oturan ihtiyaçlının kirada oturması, ihtiyacın varlığının başlıca kanıtıdır.