12 mart 1971 muhtırası

12 MART 1971

MUHTIRASI…

DURSUN SEYİS

Bugün  12 Mart 1971 muhtırasının  Demirel hükümetine verilişinin yıl dönümü.

Osmanlı’nın son döneminde başlayan, ayaklanma, yada muhtıralar, Cumhuriyet döneminde de devam etmiş ve Atatürk’ün vefatından sonra bunlar artmıştır.

Ülke yönetiminde görülen yanlışlar, aksaklıklar Türk Ordusunu muhtıraya zorlamış ve 1971 muhtırası öncesinde Merhum Demirel görevde idi.

Türk Silahlı Kuvvetleri 12 Mart 1971 tarihinde siyasal hayatı şekillendirmek üzere bir defa daha kontrolü ele almıştır. Demirel hükümetini istifaya zorlamıştır. Anayasa’nın öngördüğü reformları gerçekleştirecek partiler üstü bir hükümetin kurulmasını talep etmiştir. Yeni hükümeti kurma görevi  dönemin CHP Kocaeli Milletvekili merhum Nihat Erim’e verilmiştir. Bu gelişme CHP içinde lider değişimiyle sonuçlanarak büyük bir tartışmayı başlatmıştır.

CHP Genel Başkanı merhum  İsmet İnönü, merhum  Erim tarafından kurulacak hükümeti desteklemeye karar vermiştir. Muhtıranın  merhum Demirel hükümetinden daha çok CHP’nin ortanın solu olarak tanımlanan siyasal çizgisini hedef aldığını düşünen CHP Genel Sekreteri merhum Bülent Ecevit, İnönü’nün bu kararını eleştirerek görevinden istifa etmiştir.

İsmet İnönü ve ekibi parlamento grupları üzerinde hâkimiyet sağlarken Bülent Ecevit ve arkadaşları ise CHP parti meclisi ile Merkez Yönetim Kurulunun desteğini kazanmışlardır. Tarafların birbirlerine yönelik ağır suçlamaları altında toplanan CHP Beşinci Olağanüstü Kurultayı’nda İnönü, beklentisinin aksine bir neticeyle karşılaşması üzerine CHP Genel Başkanlığı görevinden istifa etmiştir. Bu durum karşısında 14 Mayıs 1972 tarihinde CHP Genel Başkanı’nı seçmek üzere toplanan özel Kurultay’ın sonunda Bülent Ecevit, partinin Atatürk ve İnönü’den sonraki genel başkanı olmuştur.

Ülkenin çıkarları ve  Cumhuriyetin  korunması için bugünde muhtıralar olmasa da mücadele devam etmektedir. FETO kalkışması en son  ülkeye ve cumhuriyeti yıkmaya yönelik bir kalkışma olduğu ve bunu da  Şerefli Türk Askeri ve milletimiz karşılaştır.

Anlaşılmıştır ki;

Ülkede yönetim ancak sandıkla yapılacaktır. İşte  yine bir sandığa gitme günleri öncesindeyiz ama, bu sandık ülkenin değil, yerel yönetimlerin  değişmesine yönelik yapılacaktır. Bakalım ve bekleyip görelim. Ancak görebildiğim kadarı ile  ülkenin  bugünkü halinin iyi yönetilemediği ve yerel seçimlerde   Cumhurbaşkanlığı  hükümet sisteminde bazı şeylerin düzeltilmesi için halkın büyük bölümünün  muhtıra olmasa bile bir uyarı yapacağı sanılmaktadır.