Beyşehir ve Tuz Gölü dahil 20 sulak alan, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya

Doğa Derneği, 'Türkiye'de tehlike altındaki sulak alanlar' başlıklı çalışmasında şu ana kadar 20 sulak alanla ilgili yaşanan sorunları ortaya koydu. Çalışmada Türkiye'nin en büyük gölü Van Gölü'nden Eğirdir Gölü'ne, Burdur Gölü'nden Tuz Gölü'ne birçok sulak alanın, kuraklık ve kirlilik tehdidi gibi nedenlerle yok olma tehlikesi yaşadığı kaydedildi.

Beyşehir ve Tuz Gölü dahil 20 sulak alan,  yok olma tehlikesiyle karşı karşıya

Doğa Derneği, 'Türkiye'de tehlike altındaki sulak alanlar' başlıklı çalışmasında şu ana kadar 20 sulak alanla ilgili yaşanan sorunları ortaya koydu. Çalışmada Türkiye'nin en büyük gölü Van Gölü'nden Eğirdir Gölü'ne, Burdur Gölü'nden Tuz Gölü'ne birçok sulak alanın, kuraklık ve kirlilik tehdidi gibi nedenlerle yok olma tehlikesi yaşadığı kaydedildi.

 

Doğa Derneği, 'Türkiye'de tehlike altındaki sulak alanlar' başlıklı çalışması kapsamında şu ana kadar 20 sulak alanla ilgili yaşanan sorunları ortaya koydu. Doğa Derneği'nin Türkiye'deki tüm sulak alanları kapsayacak ve henüz devam eden çalışması kapsamında Marmara, Seyfe, Tuz, Kulu, Burdur, Eğirdir, Manyas, Azap, Uyuz, Van, Uluabat, Mogan, Beyşehir, Bafa ve Yarışlı gölleri ile Yüksekova, Hürmetçi ve Belevi sazlıkları, Bargilya Tuzlası ve Kastabala Sulak Alanı'na ilişkin sorunlara dikkat çekildi.

Doğa Derneği'nin Türkiye'de tehlike altındaki sulak alanlara işaret ettiği araştırma çalışmalarına ilişkin bilgi veren Sulak Alanlar Koordinatörü Burçin Yaraşlı, ülkemizde kuraklığın etkilerinin arttığını, Anadolu'nun sulak alanlarının yarım asırdır yanlış su ve tarım politikalarıyla yok edildiğini söyledi. Ulusal Su Planı verilerine göre su kaynaklarının yüzde 74'ünün tarımsal sulamada, yüzde 13'ünün içme-kullanmada, yüzde 13'ünün de sanayide kullanıldığını belirten Yaraşlı, suyun döngüsünü korumak için ilk değişimin tarım politikalarıyla başlaması gerektiğini söyledi.

Sulak alanların; fırtına, sel ve kıyı şeridi erozyonunun etkilerini azaltması, yer altı su depolarını doldurması ve suyu doğal olarak filtre etmesi özellikleriyle kritik öneme sahip olduğunu belirten Yaraşlı, “Anadolu'daki tüm sulak alan ekosistemlerinin var olma hakkı, anayasal güvence altına alınmalı. Verilere göre Türkiye'de 14'ü Ramsar, 59'u Ulusal Öneme Haiz ve 32'si Mahalli Öneme Haiz olmak üzere toplam 105 sulak alan bulunuyor. Türkiye'de tehlike altında olmayan sulak alan neredeyse yok. Türkiye'deki sulak alanların yok oluşuna dair bir yayın hazırlıyoruz. Son 60 yılda kaybedilen sulak alanların yüzölçümü 2 milyon hektara, yani yaklaşık 1,5 Marmara Denizi büyüklüğüne ulaştı" dedi.