Konya'da vahşi cinayet
Konya’da , Hüseyin Akbulut'un (33), tabancayla öldürdüğü eşi Zeliha Akbulut'un (26) kardeşi İsmet Yıldız, cinayeti eniştesinin tek başına işlemediğini öne sürerek, ''Cesedin el ve ayak bileklerinde morluklar var. Ceset sürüklenmiş ve gömülmeye çalışılmış. O yüzden olayın tek kişi tarafından yapıldığına inanmıyoruz" dedi.
Konya’da , Hüseyin Akbulut'un (33), tabancayla öldürdüğü eşi Zeliha Akbulut'un (26) kardeşi İsmet Yıldız, cinayeti eniştesinin tek başına işlemediğini öne sürerek, ''Cesedin el ve ayak bileklerinde morluklar var. Ceset sürüklenmiş ve gömülmeye çalışılmış. O yüzden olayın tek kişi tarafından yapıldığına inanmıyoruz" dedi.
Cihanbeyli ilçesi İnsuyu Mahallesi'nde oturan kasap Hüseyin Akbulut, 8 yıllık evli ve 3 çocuğunun annesi olan Zeliha Akbulut'u, 31 Ağustos'ta tabancayla ateş edip öldürdü. İhbarda bulunup teslim olan Hüseyin Akbulut, sevk edildiği mahkemece tutuklandı. Zeliha Akbulut'un cenazesi, memleketi Ilgın ilçesi Göstere Mahallesi'nde defnedildi.
Zeliha Akbulut'un kardeşi İsmet Yıldız, "Ablam, vahşi bir cinayete kurban gitti. Olay gündüz yaşanmış, ancak biz gece eniştemin dayısı olduğunu iddia ettiği bir kişinin telefonla aramasıyla öğrendik. Ardından Konya Şehir Hastanesi'nin morguna gittik ve orada cenazesini gördük. O saate kadar ne beni, ne ailemi arayıp, durumu bildiren hiçbir resmi görevli olmadı. Çünkü ortada bir kadın cinayeti var. Benim ablam öldürülmüş, bunu, adını bile bilmediğimiz, eniştemin dayısı olduğunu söylediği kişi tarafından öğrendik" dedi.
Ablasının niçin ve nerede öldürüldüğünü öğrenmek için Cihanbeyli ilçesine gittiklerini belirten Yıldız, jandarmanın kendilerine başka bir yeri, cinayeti işlendiği yer olarak gösterdiğini öne sürerek, "Rastgele bir yeri bize dediler ki, 'Olay yeri burası'. Gittiğimiz yerde kan yok. Herhangi bir sürünme izi yok. Hiçbir iz yok. Sadece bir tane arabanın teker izi var. Bize verilen hiçbir bilgi yok, ne karakoldan, ne adliyeden, ne hastaneden. Bu olayın üzeri neden bu kadar kapatılıyor" diye konuştu.
İsmet Yıldız, ablasının evini terk edip, Ilgın'a geldiğini belirterek, "Ablam, yaklaşık 3 ay önce küs olarak buraya geldi. Aile içinde sıkıntılar vardı. Orada eniştemin ailesiyle birlikte yaşıyorlardı. Sonra ayrı bir ev kiralandı. Bunun üzerine ablam barıştı ve geri evine döndü. Aradan yaklaşık 3 ay geçti ve ablam öldürüldü. Bu olayda en büyük şüphemiz, cinayetin tek başına işlenmediğini düşünüyoruz. Diğerlerinin anlattığı gibi, aracın içinde kavga etmişler. Bir anlık sinir kriziyle işlenmiş bir cinayet olduğuna inanmıyoruz. Cesedin üzerinde farklı izler var. Çünkü cesedin el ve ayak bileklerinde morluklar var. Cesedi tek başına taşıdıysa el ve ayaklarında nasıl morarmalar olur? Ceset sürüklenmiş ve gömülmeye çalışılmış. Olay gündüz olmuş, bizi gece arıyorlar. O yüzden olayın tek kişi tarafından yapıldığına inanmıyoruz. Cinayetin nasıl ve niçin işlendiğine dair hiçbir yetkili de bizi bilgilendirmedi" ifadelerini kullandı.