MUSÎBET

 

Genel olarak musibet ikiye ayrılır: Dünyevî musîbet ve dînî musîbet.

Dinî musîbet en tehlikeli olanıdır.Bundan dolayı

şöyle demişlerdir:

 

Eğer dünya ve dünya sevgisi,mal ve makam hırsı ve şehveti, insanın dinine zarar vermezse, dünya gelmiş gelmemiş,

az olmuş çok olmuş önemli değildir.

 

O'na salât ve selâm olsun Rasulullah efendimiz dindeki musîbetin tehlikesine işaret ederek dua ederken şöyle buyururdu:

Allah'ım musibetimizi dinde(dinimizde musîbet olarak) eyleme

Tirmizi Hadis no: 3502

 

Dünyevî musibet, hastalık yokluk, çeşitli imtihanlar ve bunun gibi malda bedende ve aile icinde  vukû bulan sıkıntılar.

 

Dinî musîbet ise, inanç ve itikad zayıflığı,haramlara ve günhlara dalma,helal haram ayırımı yapmama,

ibadet eksikliği, ibadette gevşeklik, insanlara zulüm v.b gibi.

 

Konumuza başlık olarak seçtiğimiz şiir ise şunu diyor:

(Ey belli bir yaşa gelmiş ve âhiret yolcusu olan  mü'min kul,Yüce Allah'a

kul olan kişi nasıl olmalı

ve  âhirete nasıl hazırlanmalı konusunu)

hâlâ bilmiyorsan( ve onun için hazırlık yapmıyorsan),bu bir musîbettir,yok eğer biliyorsan(ve hâlâ hazırlık

yapmıyorsan,o takdirde)

musîbet daha (daha)

büyüktür.

 

Yüce Allah bizleri ve bütün mümin kardeşlerimizi ölümle uyanmadan önce uyanmayı nasîb eylesin.

Dînîmizi tehlikeye düşürecek dinî musîbetleri bizden ve bütün mümin kardeşlerimizden uzak eylesin.

Hikmeti ve takdiri gereği dünyevî musîbet verecekse sabretme gücü ve karşılığında ecri kesir,sabri cemîl ihsan eylesin.

 

Ahmet ÖZKAN

Emekli Müftü