Vali, Konya’daki bu camiyi neden yıktırdı?

Konya'nın tarih kokan sokaklarından birinde yer alan Anber Reis Camii, geçmişin izlerini günümüze taşıyor. Ancak, bu şirin caminin hikayesi, bir dönemin valisi tarafından alınan yıkım kararıyla dramatik bir döneme tanıklık ediyor. 1911 yılında Mimar Muzaffer tarafından yeniden inşa edilen cami, zaman içinde birçok değişime uğramış.

Vali, Konya’daki bu camiyi neden yıktırdı?

Konya'nın tarih kokan sokaklarından birinde yer alan Anber Reis Camii, geçmişin izlerini günümüze taşıyor. Ancak, bu şirin caminin hikayesi, bir dönemin valisi tarafından alınan yıkım kararıyla dramatik bir döneme tanıklık ediyor. 1911 yılında Mimar Muzaffer tarafından yeniden inşa edilen cami, zaman içinde birçok değişime uğramış.

 

 

 

Anber Reis Cami, Şeyh Sadreddin Mahallesi’ndeki İstasyon Caddesi üzerinde yer alıyor. Caminin bulunduğu alan bir dönem, Anber Reis Mahallesi, bir dönem de Feridiye Mahallesi olarak anılmış daha sonra bu bölgenin tamamı Şeyh Sadreddin Mahallesi’ne dahil edilmiş. Bu nedenle yapı, halk tarafından Feridiye Camii olarak da anılır. İlk inşası Anadolu Selçuklu Sultanı IV. Kılıçaslan zamanında 1263–1264 yılında Şehabeddin Anber Reis tarafından yapılmış olan eser, zamanla harap olmuş ve Konya Valisi Hacı Arifi Paşa tarafından yıktırılarak 1911 yılında Mimar Muzaffer’e yeniden yaptırılmış. 1869 yılında yaptırılan Kapı Cami’nin son cemaat yerindeki mermer sütunların harap halde bulunan Anber Reis Cami’nden götürüldüğü rivayet edilir. Son cemaat yerinin giriş kapısının doğusunda Latin harfleriyle Türkçe yazılmış olan levhada “Anber Reis Camii, Yapılış tarihi 1911” yazıyor. 1982 yılında Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulunca tescil edilmiş olan yapının 1911 tarihli kitabesi müzede bulunuyor. Sülüs hat ile yazılmış olan kitabede Sultan Mehmet Reşat’ın bir tuğrası işlenmiş.

Yapı; harim, son cemaat yeri, minare, avlu, şadırvan ve müştemilattan oluyor. Avlunun doğusunda bulunan altı betonarme sütun tarafından taşınan fıskiyeli kubbeli şadırvan Cumhuriyet Dönemi’ne ait. Yığma tekniğinde kâgir olarak muntazam kesme Sille taşıyla özenli bir işçilikle yapılmış olan caminin üzeri kırma beşik çatı ile kaplanmış. Caminin en önemli özelliği cephesinin tepe penceresi seviyesinde turkuaz renkli çinilerle kaplanmış olması. Çinileri Kütahyalı Çinici Hafız Mehmed Emin Efendi tarafından 1911 yılında yapılmış olan caminin kuzeydoğu köşesinde tek şerefeli taş minaresi dikdörtgen kaideli silindirik gövdelidir. Neo-klasik tarzda yapılmış ve halk arasında “Yeşil Camii” olarak bilinen yapı hakkında anlatılan rivayetlere göre 1930’lu yıllarda “Cuma ve bayram namazlarında dolu, diğer günlerde cemaati az olduğu” gerekçesiyle satılma kararı alınmış.