2050 yılına kadar güneş enerjisi 22 kat, rüzgâr enerjisi ise mevcut seviyelere göre 12 kat artacak
Statkraft, 2050 yılına kadar küresel enerji geçişinin itici güçlerini ve engellerini analiz eden yıllık "Düşük Emisyon Senaryosu" raporunu yayınladı. Rüzgâr ve güneş enerjisi, iklim açısından en az iyimser senaryoda bile elektrik karışımındaki en önemli teknolojiler oldu.
Statkraft, 2050 yılına kadar küresel enerji geçişinin itici güçlerini ve engellerini analiz eden yıllık "Düşük Emisyon Senaryosu" raporunu yayınladı. Rüzgâr ve güneş enerjisi, iklim açısından en az iyimser senaryoda bile elektrik karışımındaki en önemli teknolojiler oldu.
Rapor: 2050 yılına kadar güneş enerjisi 22 kat, rüzgâr enerjisi ise mevcut seviyelere göre 12 kat artacak.Statkraft’tan 50’den fazla uzman ve analist tarafından geliştirilen senaryo, piyasaların, politikaların ve teknolojik gelişimin dünya çapında enerji geçişini yönlendirmeye devam edeceğini varsayıyor. Düşük Emisyon Senaryosunda enerjiyle ilgili emisyonlar, küresel ısınmayı 2 °C’nin hemen altında sınırlayan emisyon yoluna karşılık gelmektedir.
Ancak rapor, enerji geçişini geciktirebilecek veya daha pahalı hale getirebilecek belirsizlikler ve risklerin de bulunduğunu kabul ediyor. Bu nedenle ilk kez, jeopolitik gerilimlerin ve bölgesel rekabetlerin enerji geçişinin hızını ve kapsamını nasıl etkileyebileceğini inceleyen iki ek senaryo içeriyor.
Temiz teknoloji rekabeti senaryosu, ABD, AB ve Çin gibi küresel güçlerin, tedarik zincirlerinde temiz enerji için sübvansiyon odaklı ve korumacı bir rekabet içinde olduklarını varsaymaktadır. Gecikmiş enerji geçişi senaryosu, yüksek enflasyon ve yaşam maliyeti, ulusal güvenlik ve toplumsal huzursuzluk gibi yakın zorlukların daha ileri görüşlülüğe ve iklim eylemlerinde azalmaya yol açacağını varsayıyor.