Geleceği bilemeyiz

Geleceği bilemeyiz

Geçmiş haftalardaki yazılarımda işim gereği, sanayide gerçek manada sanayici ve üretici olan ülkeye bir nebzede olsa katkı sağlamak isteyen gerçek üretici insanların hayıflandıkları şeylerden bahsetmeye çalışmıştım .Dedim ki; kiraların, arsaların ,işyeri mülkiyetlerin inanılmaz bir şekilde fiyat artışına bir çözüm bulunmasını.! RANT kapılarına kilit vurulmasını, üretenin sanayicinin önünün açılmasının gerektiğini vurgulamıştın. Araştırmalarıma ve takip ettiğim gelişmelere baktığım zaman henüz değişen bir şeyin olmadığının, olması içinde bir adımın atılmadığının farkındayım.! Olsun bakalım; ısrarla biz doğru olanı yazıp, doğru olanları işleyeceğiz… Gelelim şehrimizin ve ülkemizin en sorunlardan biri olan işşizliğe.!! İşsizlik mi var ülkemde? Yoksa; hiç bir işten anlamayan ve anlamayacak bir nesil yetiştirme çabası mı.?? Ben tam adını koyamadım, gelin isterseniz birlikte koyalım… 4+4+4 eğitim sistemine geçildi, geçileli okumak isteyende, istemeyende okuyor.! Yada okuyor görünüyor DEĞİL Mİ.?? Şöyle ki; sistemde artık 1980 lerde 90 lardaki gibi bütünlemeye kalma sınıfta kalma şartları çok zorlamadığın sürece yok gibi bir şey, herkes geçiyor yani… Tiktok ve videolarda da şahit olduğunuz üzere, artık öğrencilerin çoğunun artık öğretmenden çekinme ve saygı duyma durumu bitmiş. Öğretmen de öğrenciye bulaşmama havasında, işte böyle bir sistemin içinde koşar adım gidiyoruz bakalım… Lakin; İşini ciddiye alıp dersini öğrenene de, öğretene de, işini ciddi yapan kurumlara da, şahıslara da teşekkür edip, alkışlayarak saygı duyuyorum… Nereye gideceğiz biliyor musunuz? Bir balığı ağaca tırmandırabilir misiniz? Asla, çünkü o sularda yüzmek için yaratılmıştır. Öyleyse anne ve babalara sesleniyorum, çocuğunuzu tartınız, ölçünüz, biçiniz, istişare ediniz, dinleyiniz. Eğer ki; çocuğunuz gerçek manada akademik olarak okumak istemiyorsa, okumaya zorlayarak hem sizin, hem de çocuğunuzun istikbalini karartmayınız. Farkında olmasak ta, çocuklarımız çok çabuk büyüyor. Okumamak ta ısrar eden bir gence, 18 yaşından sonra bir şey vermek te artık çok geç olabilir. Bu genç, artık ya işsizler kervanında yerini alır, yada asgari ücretle avm vb yerlerde standart işlerde çaışır. Gel gelelim çocuk dediğimiz bu genç asgari ücretle eş bulup evlenip yuva kuracak değil mi? Bu coğrafyanın hizmet, imalat ,üretim ,tarım yani her sektörde yetişmiş insana; yetiştirilecek genç dinamik nesillere ihtiyacı vardır. Gelin çocuklarımıza gelecekte daha da pişman olacak ağır bedeller ödetecek daha da zorlaşacak yaşam şartlarına itmeyelim… Her anne baba; evladının daha iyi şartlar da olmasını ister. İster istemesine de; her zaman hayatın karşımıza ne çıkaracağını bilemeyiz.! Nesibe Aydın Eğitim Kurumları’nın Yön. Kur. Başkanı Nesibe hocamın çok güzel bir sözü ile bitiriyorum yazımı ‘’Yokusta akmayan ter, inişte göz yaşı olur. ‘’Hoca hanım bunu sınava hazırlanan gençlere söylüyor ama; biz bu güzel sözü yaşamın her alanına uyarlayabiliriz. Çocuklarımızda zoru görecek, erken kalkacak, gidecek çalışacak, acıyı yaşayıp öğrenecek, bunlardan korkmayın.! Tam aksine evlatlarımızın ihtiyacı olan tek şey, özgüvendir. Sakın ha sakın, anne baba olarak: Sana güveniyorum, hakkında hayırlısı, sıkma canını, biz yanındayız cümleler ise; sarhoş kabul edilmiş bir geleceğin anlık teselli cümleleridir, kullanmayalım…Haftaya görüşmek ümidiyle kalın sağlıcakla.