Mesleksiz…

Mesleksiz…

Merhaba; 6.sayımızla da sizlerleyiz sevgili dostlar; Geçen yazımda işsizlik temasını işlerken bu konunun en önemli mihenk taşı olan genç nesil ile ilgili birkaç serzeniş, birkaç tavsiye ile başlamıştım yazıma. Acaba biz gençleri anlayabiliyor muyuz? Yeni nesil aileden, toplumdan devletten neler istiyor? Bu konu irdelenmeli araştırılmalı herkes kendine düşen den nasibini almalıdır. Nasıl ki 1993 yılında çıkan ilk cep telefonu şimdi günümüz şartlarında bir çöp cihetinde ise! Konya tabiri ile söylüyorum ‘’anam babam ‘’ üretim dönemi de gün geçtikçe maalesef ki kan kaybetmektedir. Çünkü ustanın eserini devredeceği çırak bulunamamaktadır. İşlevselliği olan fakat istediği sonuca bir türlü ulaşamayan endüstri meslek liseleri veya ona benzer eğitim veren kurumlar, öncelikle olmazsa olmaz, son teknoloji ve makine ekipmana sahip olmalıdır. Bu tarz okullar özellikle ortaokuldan öğrenci alıp göstermelik değil gerçek manada geleceğe daha eğitimli ve donanımlı bilgili çocuklar yetiştirmelidir. Bir eğitim kurumu hayal edin 10 yasında verilen ve 8 yılını dolu, dolu geçiren bir çocuk olmak istediği meslek ile ilgili olarak seçtiği bölümü tam anlamıyla sanki bir usta çırak ilişkisi içinde ilmek ilmek işlemelidir.8 yıl bu şekilde gerçek anlamda eğitim ve öğretim alan çocukluktan gençliğe geçen bu nesile eğer ki siz mesleği ile ilgili iş kaygısını kaldırır ve okul biter bitmez gerçek manada ihtiyacı olan gerçek üretim üslerine verirseniz önce yeni nesili mutlu edersiniz. Üretim üslerinde özellikle yeni nesil için daha yaratıcı, onları teşvik edici yenilikler yaparsa ve çocuklara orada tecrübeyi ve deneyimi kazanabilirse GÖRÜN BAKIN BU ÇOCUKLAR onlara sunulan bu imkan ve öz güvenle biz bugün ülkem adına işsizlik den değil çok daha önem arz eden konuları konuşuyor olurduk Kısaca döndük dolaştık hep söylediğim ana konu gerçek eğitime geldik. Bunlar sadece öneri daha iyisi olmalı, bu necip millet gerçekten her şeyin en güzelini yapabilecek kuvvettedir. Gel gelelim şirketlerimize! MAALESEF AMA MAALESEF Kİ Konya bölgemizde üretim, sanayi, tarım veya hizmet sektöründe çoğu şirketleri inceleyin, bakın; önce büyük bir mücadele ile başlar en az 20 yıl mücadele ile gider baba oğul iki kardeş veya ortak sonrasında işe yatırım yapıp firma büyütmek yerine ucuz arsa bulsam kapatsam iş yeri yapsam kiraya versem oğlana şunu bıraksam kıza şu evleri versem ile yaşamın son düzlüğüne girer sonrada sonbaharda esen sert poyraz rüzgarları ile ayrılıklar başlar sonbahar yaprakları gibi şirketlerde maalesef dağılır bütün her şey yerle yeksan olur. UMUTSUZLUK vermek istemem ama çoğu yerde durum maalesef bu! Çocuğumun gerçek anlamda akademik gelişime ihtiyacı var isteği var önünü açmalıyım en ıyı okulda okutup en az iki dil konuşmalı okuduğu okul konusunda uzman büyük holdinglerde işe nasıl başlatabilirim kaygısında bir ebeveyn bir şirket sahibi bana hiç rast gelmedi umarım vardır. Biz meşhur kafelerden markalı araba ve sigaradan kurtulan; bu tarz işleri boş işler diye adlandıran bunlara zamanım yok diyebilen genç nesilleri çoğaltabildiğimiz ölçüde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ün muasır medeniyet dediği noktalara ulaşabiliriz. Bu konu ile ilgili kanaatimi burada noktalayıp, başka bir önemli konu olan mülkiyet konusunu yazacağım haftaya. Bol ve bereketli haftalar dileği ile sizleri en güzel emanet sahibi olan Allaha emanet ediyorum….